Mevzuat ve Yargıtay Kararları

Mevzuat ve Yargıtay Kararları

(5) Elkonulan eşya, soruşturma evresinde Cumhuriyet Başsavcılığı,kovuşturma evresinde mahkeme tarafından, bakım ve gözetimiyle ilgili tedbirlerialmak ve istendiğinde derhâl iade edilmek koşuluyla, muhafaza edilmek üzere,şüpheliye, sanığa veya diğer bir kişiye teslim edilebilir. Bu bırakma, teminatgösterilmesi koşuluna da bağlanabilir. (3) Karar verilmeden önce eşyanın sahibi olan şüpheli, sanık veya ilgilidiğer kişiler dinlenir; elden çıkarma kararı, kendilerine bildirilir. (2) 128 inci madde hükümlerine göre elkonulan eşya veya diğer malvarlığıdeğerleri, suçtan zarar gören mağdura ait olması ve bunlara delil olarak artıkihtiyaç bulunmaması halinde, sahibine iade edilir. (4) Açılmamasına veya açılıp da içeriği bakımından adliyenin eli altındatutulmasına gerek bulunmadığına karar verilen gönderiler, hemen ilgililerineteslim olunur. (2) Suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan hâller ile yakalanmış veyagözaltına alınmış olup da firar eden kişi veya tutuklu veya hükümlünün tekraryakalanması amacıyla yapılan aramalarda, birinci fıkra hükmü uygulanmaz. Katılanın yaptığı masraflar, suçun neden olduğu zararlarıngiderilmesi ve eski hâle getirme; şüpheli veya sanık nafaka borçlarınıödememeleri nedeniyle kovuşturuluyorlarsa nafaka borçları. F) Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve birdefada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteğiüzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak. (2) Ayrıca, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla,tutuklunun tutuklamayı bir yakınına veya belirlediği bir kişiye bizzat bildirmesinede izin verilir.

Cezalı tarafından yapılacak şikâyet ancak cezanın kendisine tebliğinden bir gece sonra yapılabilir (AsCK m.188/2). Yasa koyucu burada süreyi  bir gün değil bir gece olarak belirlemiştir. Bunun anlamı cezalının bir gece geçirdikten yani uyuyup sakinleştikten sonra karar vermesini sağlamak, bir başka ifadeyle öfkeyle hareket etmesini önlemektir. Kanun koyucu sadece ceza verilen kişinin tebliğden bir gece sonra şikâyet edebileceğini belirtmiş olduğundan, üstlerin ceza verildiği andan itibaren şikâyet etmeleri mümkündür. Yukarıda belirtilen düzenlemeler karşısında, TSK’da çalışan Devlet memurlarının disiplin amirinin, astsubay, uzman jandarma, erbaş veya Devlet memuru olması mümkün değildir. Karargâh ve kurumlarda, en az şube müdürü veya eşiti seviyedeki subaylar disiplin cezası verebilir[362]. Bağımsız birimlerde ise, amirlik görevini asaleten veya vekâleten yürüten subaylar disiplin cezası verebilir[363].

(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğuyargılama usulü uygulanır. (2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme,gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır. – (1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her nesıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır. – (1) Yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hâkim veyamahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür. Ceza Yargılamasının son 10 yılında deliller konusunda dört büyük sıkıntı yaşandı. Bu dörtlüyü; suç örgütü, gizli tanık, dinleme-teknik takip ve dijital veriler olarak sıralayabiliriz. “IŞİD” adı ile bilinen Irak Şam İslam Devleti adlı örgütün hangi amaçla kurulduğunu, neye hizmet ettiğini ve Ülkemiz için muhtemel sakıncalarının neler olabileceğini daha önce “IŞİD” adlı yazıda değerlendirmiştik. Görülen o ki, bu örgütü durdurma gayesi ile Türkiye Cumhuriyeti’ne başkaldıran, silah kullanan, yıllardır birçok …

  • İl Disiplin Kurulu kararları ile Amatör ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu kararlarına itiraz edilmesi, cezanın infazını durdurmamaktadır; ancak ilgililer itiraz merciinden uygulamanın (infazın) durdurulmasını isteyebilirler.
  • Bunun yegane istisnası 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun m.13/A’da düzenlenen yasak hakların iadesi olarak gösterilse de, uygulamada idari yargının güncel kararlarında yasaklanmış hakların geri alınmasının memuriyet engelini kaldırmadığı kabul edilmektedir ki, bu tür görüş ve kararlar hatalıdır.

Başbakan sıfatını taşıyan değil de bir başka kişi Cumhurbaşkanı seçilse idi, Cumhurbaşkanı değişikliği ile Başbakanlığın ve Hükümetin son bulma tartışmaları gündeme gelmeyecekti. Çünkü bizde Hükümetin başı olan Başbakan Cumhurbaşkanı tarafından tayin edilse de, Başbakan ve belirlediği… Hükümete karşı darbe suçunun işlendiğinden bahsedilebilmesi için; cebir ve şiddet kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmaya kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eylemini gerçekleştirmek üzere, sanıklar arasında önceden gizli bir ittifakın, yani suçu işlemeye yönelik anlaşma ve işbirliğinin bulunduğunun tespit edilmesi gerekir. Kamu kudretini kullanan, can ve mal güvenliğini sağlamaya dair kamu hizmetini yerine getirmeyi taahhüt eden, egemenlik sahibi Millet adına hareket eden Devletin, hangi amaçla olursa olsun sokak ve caddelerin kontrolünü başka bir güce bırakması beklenmez, hatta düşünülemez. “E-posta/e-mail” adı ile bilinen elektronik posta veya haberleşme yönteminin, adli maksatlı olarak Ceza Muhakemesi Kanunu m.135 ve idari, yani önleyici maksatlı olarak Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ek m.7 ile Jandarma Teşkilatı Kanunu ek m.5 ve istihbarat, yani bilgi toplama amaçlı olarak Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu m.6 uyarınca teknik takibi mümkün olabilmektedir. Herkes; dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Sorun, kağıt üzerinde yazılı bu ilkenin ne kadar uygulanabildiğidir. 1939 yılında Sicilya’nın Palermo şehrinde doğan Giovanni Falcone, İtalya’nın mafya yapılanmasının çökertilmesinde görev yapmış en önemli isimlerden birisidir.

(2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil biryargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle,şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almaklave şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür. (3) Şüpheli veya sanığın kendisinin sonradan müdafi seçmesi halinde,baro tarafından görevlendirilen avukatın görevi sona erer. (2) Yukarıda belirtilen hâllerde müdafi soruşturmanın veya kovuşturmanınyapıldığı yer barosunca görevlendirilir. (6) Zorla getirme kararının yerine getirilememesinin nedenleri, köy veyamahalle muhtarı ile kolluk görevlisinin birlikte imzalayacakları bir tutanaklasaptanır. B) Tazminata hak kazanmadığı hâlde, sonradan yürürlüğe giren ve lehtedüzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hâledönüşenler. (7) Mahkeme, istemde bulunanı, Cumhuriyet savcısını ve Hazine temsilcisinidinledikten sonra kararını verir. (3) Soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karar ve diğer belgelerilgili Cumhuriyet Başsavcılığında muhafaza edilir. Soruşturmacının kimliği,görevinin sona ermesinden sonra da gizli tutulur.

Bu kişilerin dinlenmesi yerine, daha önce yapılan dinleme sırasındadüzenlenmiş tutanaklar ile kendilerinin yazmış olduğu belgeler okunabilir. (2) Tanıklıktan çekinebilecek olan kişi, duruşmada tanıklıktançekindiğinde, önceki ifadesine ilişkin tutanak okunamaz. (2) Ancak, sanık kendi istemi üzerine duruşmadan bağışık tutulmuş veyamüdafii aracılığıyla temsil edilmek yetkisini kullanmış olursa artık eski hâlegetirme isteminde bulunamaz. (4) Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre sanığın aynı anda görüntülü vesesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesiolanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır. (2) Sanık savuşur veya ara vermeyi izleyen oturuma gelmezse, öncedensorguya çekilmiş ve artık hazır bulunmasına mahkemece gerek görülmezse, davayokluğunda bitirilebilir. (3) Bir oturumda bitmeyecek davada, herhangi bir nedenle bulunamayacaküyenin yerine geçmek ve oya katılmak üzere yedek üye bulundurulabilir. (2) Sulh ceza mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısıbulunmaz. (3) Duruşmanın kapalı yapılması konusundaki gerekçeli karar ile hükümaçık duruşmada açıklanır.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen iddianameyle; Halkların Demokratik Partisi hakkında Anayasa Mahkemesi’nde temelli kapatılma davası açılması sonrası, kapatma kararı verilmesi halinde, söz, faaliyet ve eylemleri ile partinin kapanmasına sebebiyet veren ve kapatma kararıyla birlikte siyasi yasak alan milletvekillerinin hukuki durumunun ne olacağı sorusu gündeme geldi. Bu meseleye cevap bulmak amacıyla yazımızda ele alacağımız hukuki sorun; kapatma davasında, hakkında siyasi yasak istenen ve kapatma kararı çıkması durumunda beyan, faaliyet ve eylemleriyle partinin Anayasaya aykırı eylemlerin odağı haline gelmesine, kapatılmasına sebebiyet veren milletvekillerinin bu görevlerinin devam edip etmeyeceğidir. Bu yazımızda incelenecek olan hukuki sorun; ceza muhakemesi sürecinde kovuşturma aşamasına geçildikten sonra duruşmada, suçun hukuki niteliğinin değişmesi sebebiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 226. Maddesinde düzenlenen ek savunma hakkının sanık tarafından kullanılmaması halinde ceza davasının sona erdirilip erdirilemeyeceğine ilişkrokubet. Soruşturma aşamasında cumhuriyet savcısının, şüphelinin adli kontrol tedbiri tatbik edilmek suretiyle serbest bırakılmasını sulh ceza hakiminden talep etmesi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 103. Fıkrasında düzenlenmiş olup, buna göre savcı; istemini sulh ceza hakimine yöneltir, sulh ceza hakiminin istemi uygun görmesi halinde şüpheli, uygun görülen bir adli kontrol tedbiri tatbik edilmek suretiyle serbest bırakılır. Bu hükmün tatbikinde; hiç tutuklu olmayanın adli kontrole sevkinde bu taleple bağlı olmayan hakim, tutuklu olup da adli kontrol altına alınarak serbest bırakılması cumhuriyet savcısı tarafından talep edilen şüphelinin adli kontrol tedbiri uygulanmaksızın bihakkın salıverilmesi mümkün değildir. Hakimin talebi kabulü zorunlu olmadığı düşünülse de, talebin konusu ile bağlılığın CMK m.103/1 çerçevesinde ele alınması gerekir. CMK m.103/1’e göre; “Cumhuriyet savcısı, şüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza hakiminden isteyebilir. Hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafii de aynı istemde bulunabilirler”. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi” başlıklı 139. Maddesine göre; CMK m.139/7’de sınırlı olarak sayılan katalog suçlar yönünden soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette delil elde edilememesi halinde, hakim kararı ile kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilir.

Bu durumda, temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası bir andlaşma hükmüyle bir yasa kuralı arasında çatışma olduğunda, andlaşma hükmü üstün sayılacak ve ulusal yasa kuralı ihmal edilerek uygulanmayacaktır[561]. Yukarıdaki düzenlemelerden de görüleceği üzere, Disiplin Mahkemelerince verilen oda hapsi cezasının infaz şekli, bireyin bedeninin bir yere kapatılması sonucunu doğurduğundan kişi hürriyetini sınırlar niteliktedir. Göz hapsi cezası daha geniş hareket serbestisi bulunmakla birlikte AsCK’nun 21. Maddesinde kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olarak kabul edilmiştir. Askerlerin sivillerden farkı, gerektiğinde vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda bilerek ve isteyerek yaşama hakkından vazgeçme mecburiyetinin olmasıdır[500]. Bu husus, 211 sayılı İç Hizmet Kanunu’nun 37.maddesinde metni verilen askerlik yemininde ve 39.

Ouvrir le chat
Comment peut-on vous aider ?
Bonjour 👋
Comment peut-on vous aider ?